1. Ölüm Yıldönümünde, Yahya Kazan / 13.07.2009

Bazı insanlar üzerinde binbir yemişin yetiştiği bereketli topraklar gibidir, ağızlarından söz yerine bal akar; tatlandırırlar bulundukları ortamı. Bilgili ve birikimlidirler, olaylara geniş bir pencereden bakmasını bilirler. Görüşlerini hiç dolandırmadan açık ve net bir şekilde ifade ederler. Bilgilerini ukalalığa kaçmadan, en aykırı düşünceleri bile karşındakileri incitmeden zarif ipek bir örtü gibi orta yere sermesini bilirler. 

Belki coğrafyasının kadim uygarlıklara açılan köprü olması; belki insanlarının ta genlerine işlemiş Xabze geleneği; belki yaşam kültürünün çeşitliliği, zenginliği ve o oranda acılığı( şairin dediği gibi “Acılar da sevinçler gibi olgunlaştırır insanı”); belki de bütün bunların iç içe geçip yoğrulması nedeniyle Kafkas toplumlarında çoktur böyle insanlar. 

İşte benim biraz geçte olsa tanıma mutluluğuna eriştiğim ama kısa sürede abi-kardeş, canciğer dost olduğum, bir dönem Circassian Benelovent Association New Jersey Derneği'nin Başkanlığını yapan Yahya Kazan da böyle biriydi.


O tam bir halk filozofuydu. Açık sözlü ve açık fikirliydi

Yahya Kazan 1930’yılında Suriye de dünyaya geldi. Bütün yaşamını Amerika'da geçirmesine rağmen Türkçe, Arapça, Adigece, İngilizce ve Abaza dillerini bütün şive ve lehçeleriyle konuşabiliyordu. Yahya Kazan, 'Vatanım' dediği Kafkasya halklarına ve Xabze kültürüne kendini adamasıyla tanınıyordu.

Abaza asıllı olan Yahya Kazan 78 yaşında 13.01 2008 tarihinde New Jersey’de hayatını kaybetti ve New Jersey’deki Çerkes mezarlığına defnedildi.

Abaza ve Adige halklarının büyük bir değeri olan Yahya Kazan’ı ölüm yıldönümünde anmamak mümkün değildir. Yahya Kazan, kelimenin tam anlamıyla büyük bir fikir ve eylem adamıydı. Bir zamanlar kimsenin aklından geçmezken Amerika’da bir Çerkes kolonisi oluşturmayı düşünen, daha sonra bu düşüncesini eyleme dönüştürüp insanları bir dernek etrafında toparlayan da odur. "İnsanın yüceliğini” Xabze kültürü ile ortaya koyan yine ondan başkası değildir.
Bütün bunlara karşın vitrinde olmayı sevmezdi.


Orijinal, Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti Bayrağı
ve Yahya Kazan'ın oğlu Yinal Kazan 

Yahya Kazan iyi ve güzel olan her şeyde benim de payım olsun diyerek hayatı boyunca iyi ve güzel olan bütün oluşumlarda yer aldı. O Amerikalı, Suriyeli olmaktan daha çok Abhazya’lı kimliğini öne çıkaran biriydi. 

Kendisiyle bizzat tanışıklığım 2004'lü yılların Eylül ayına rastlar. Tanıştığım günü ise hiç unutmam, zira o gün davetli olduğu halde sınırı geçememiş ve Abhazya’ya girememişti. Kendisi gibi geçiş izni olmayan kişiler ile birlikte Soçi’de kalmıştı. Biz o sırada kendisiyle beraberdik. Kısa sürede artık tümden ağabey-kardeş olmuştuk. Daha sonra Türkiye’de ve Amerika da birlikte olduk. Yahya Kazan çok şey biliyordu. Hem de bizim bir tekini bile bilmediğimiz çok şeyi... Onun entelektüel anlamda en belirgin özelliği olayları değişik bir açıdan farklı okuma ve yeni fikirlere kapı aralamasıydı. 

İnsan ilişkilerinde mükemmeldi. Ancak Sovyetler Birliği’nden miras kalan en karmaşık sorunlardan biri olan Abhazya’nın geleceği konusunda kafası karışıktı.

Anlatmayı seviyordu. Etrafına toplanan kalabalığın, meraklı gözlerle ve can kulağı ile onu dinlemeleri hoşuna gidiyordu. O gün, daha sonraki günler ve yıllarda çok sohbetlerimiz oldu. Ben o sıralar kendisi aleyhinde sözler de dâhil olmak üzere aklıma takılan birçok şeyi aramızdaki samimiyete güvenerek açık açık sordum. O da bütün içtenliği ve açık yürekliliğiyle hiç çekinmeden yanıtladı. Sorularıma verdiği yanıtları ve samimi düşüncelerini görünce onun hakkında çıkan söylentilerin ne kadar asılsız olduğuna inandım.

Şimdi burada bu soruları ve yanıtları tek tek yazıp yeni bir tartışma başlatmak istemiyorum. Ancak ileriki bir zamanda bunları sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. Bu yazıda sadece herkesin ilgisini çekeceğini düşündüğüm Adige bayrağının oluşumuyla ilgili düşüncelerini sizlere iletmek istiyorum. N.S.Bugünkü Kuzey Kafkasya’nın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz.

Y.K.1918 yılında kurulan Kuzey Kafkasya Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanlığında dalgalanan ilk orijinal yedi yıldızlı Bayrak halen bizim ailemizde muhafaza edilmektedir.

Ancak ben bu konuda kısa konuşacağım. Karadeniz’den Hazar’a Kafkasyalıların tamamının kardeş olduğuna inanıyorum. Onun için kardeşliği bozucu milliyetçi akımlara, Tarikat ve dini kaymalara fırsat verilmemelidir. Rusya demokrasi yolunda ilerliyor. Biz birlik ve beraberliğimizi pekiştirici çalışmalar içinde olmalıyız.

N.S. 1918 yılında kurulan Kuzey Kafkasya Cumhuriyetinin ilk orijinal bayrağı sizin ailenizde olduğuna göre, bugünkü Adige Cumhuriyetinin tarihi Çerkesya bayrağı hakkında da bilginiz vardır.

Y.K. Tarihi Çerkesya’nın milli bayrağı olarak kabul edilen yeşil kumaş üzerinde üç ok ve on iki yıldızlı Bayrak, Kafkasya’ ya gelen Musevi asıllı İngiliz Diplomat David Urquhart tarafından dizayn edildi. 

Bayrağın ortasında bulunan semboller ilk defa 19. yüzyılın ilk yarısında görülmüş, fakat bu sembollerin Çerkeslik âlemine nasıl girdiği bilinmemektedir. Ancak semboller ve bayrak ile ilgili asıl konu nereden geldiği değil, ilk anlamının zaman içinde nasıl değiştiğidir.

Bu konudaki İngiliz Belgeleri 19 yüzyılın ilk dönemini kapsamaktadır. Bu yazılı bilgilere göre, bayrağın tasarımının David Urquhart tarafından yapıldığı doğrudur. Fakat diğer taraftan bayrağın ilk zamanlar 7 sonra 9, daha sonra da 12 yıldızlı olduğu konusu, kabilelerin isimleri ve sayısı konusu, oldukça çelişkili ve yeterince inandırıcı değildir.

Benim bildiğim Xabze kültürü evrenseldir Hangi dinden, hangi kabileden olursa olsun İnsanlığın iyi özelliklerini içerir ve oluşturur. Bayrağın yeşil rengi Müslümanlığı, on iki sarı yıldızı Hıristiyanlığı, üç ok ise Museviliği ve Çerkeslerin birlik, beraberliğini temsil etmektedir. Tarihi Çerkesya bayrağı bu özelliği ile dünyada bütün büyük dinleri kucaklayan,
İlk ve tek bayraktır.

Nahit Serbes (Tletseruk)
 

Bu Makale 6170 Kez Okundu.

"1. Ölüm Yıldönümünde, Yahya Kazan" Başlıklı Makale İçin Yorumlar
  • Timur Akkaya

    23.08.2012 17:47:57

    Bu güzel insanları tanımadan kaybetmek bizlere acı veriyor. Onlar yaşayan tarih ve okul gibiydiler. Ölüm iz bırakanlar için yok oluş değildir. Allah rahmet eylesin.